Haftanın günleri

Bal Mahmut sağ olsa da kendisine: "Şayet sen de, kaçak Ermenilerden biri olsaydın ne yapardın", diye sorulsaydı; sanırım vereceği yanıt şöyle olurdu:
- "Sözde kaçak Ermeniyim", derdim!
Bir doktor, muayenehanesine gelen bir ilahiyatçıya:
- "İsterdim doğrusu, demiş; beni de öteki dünyada cehenneme gitmekten kurtarmanızı..."
İlahiyatçı da doktora:
- "Ben de sizden", demiş; "daha önce beni, öteki dünyaya gitmekten kurtarmanızı" istiyorum.
Kimin kimden medet umacağı, tam bilinmeyen bir dünya bu.
Hele hele “hukuk” un, olup olmadığının tartışıldığı diyarlarda; son umudun bağlandığı “evliya türbeleri” nin çoğalması da bundan; bazı türbelerdeki evliyayı, kafa kola almaya çalışan siyasetçilerin çoğalması da...
İSTANBUL, GÖÇ VE SİYASİ PARTİLER
İstanbul’ a yeni göç etmiş ailelerden birinin genç kızı, hastabakıcı olmak için hastaneye başvurmuş. Hastane başhekimiyle yardımcıları, kendisini küçük bir sınavdan geçirmeye karar vermişler.
Hastanede, yardımcılarının yanında başhekim, karşısına aldığı genç kıza sormaya başlamış:
- "İnsan vücudunun hangi organı, doğal duruşunun 10 katı daha büyüyebilir ve sonra da küçülür?"
Genç kız birden kıpkırmızı kesilmiş, önce kekeler gibi olmuş, sonra da:
- "Şey", demiş; "yani efendim o organ... Affedersiniz efendim... Yok, şey... Cevap veremeyeceğim."

Başhekim:
- "Bakın küçük hanım", demiş; "ben söyleyeyim size, kendi doğallığının 10 katı büyüyebilen organ, gözdeki gözbebeğidir."
Sonra da eklemiş:
- Bir şey daha söylemek istiyorum; "ola ki bazı konularda hayaliniz fazla aldatıyor sizi. İlerde büyük bir hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz..."
Siyasal partilerden bazıları da, iktidara geldiklerinde çok büyüdüklerini sanırlarmış ama; insan organlarından hangisine benzemeye başladıklarına halk yığınları karar verirmiş; bazıları için gözbebeği olsalar da...

Hiç yorum yok: