"Bona Fide" İyi niyet...

Türk Medeni Kanunu "herkes, haklarını kullanırken ve bolarını yerine getirirken düstlük kurallarına uymak zorundadır” demektedir. Bu maddeye göre, bir hakkı kullanırken nasıl davranılması gerektiğini gösteren kural, iyi niyet kuralıdır. Hukukun her alanında geçerli bir kuraldır. Hukuki sözleşmelerin yorumlanmada iyi niyetin büyük rolü vardır.

İspat yükünü, iddia edene yükleyen "İyi niyet" kuralı;
eğer aksi ispatlanamıyorsa, sözleşmelerin iyi niyetli olarak doğduğunu kabul eder.

TOPLUM VE İYİ NİYET
"Kime göre", "neye göre" gibi yoruma dayalı olan "iyi niyet" ilkesi, her zaman tartışmaya açık olarak değerlendirilmiştir. Bu nedenle, medeni kanunumuz, ispat yükünü; aksini iddia eden kişiler için zorunlu kılmıştır.
İyi niyet:
Karşıdakinin ederi değil, senin bedelindir...
Karşılıksız sevgidir...
"Ne ekersen, onu biçersin" atasözünün pratiğe dökülmüş halidir...
ROMA HUKUKU VE TİCARET
Roma hukuku, ticarî ilişkilerden doğan sorunları çözmek için özel hükümlere gereksinim duymuyordu. Esnek bir hukuk sistemiydi.

Roma hukuku' nu, ulusal hukukların "içine kapalı" yapısının aksine, kozmopolit bir yapıya dönüştüren unsur ticarettir. Roma hukuku' nun birden çok kültürden oluşan toplumsal yapısını kavrayabilmek için Roma İmparatorluğu' nda ticaretin rolünü incelemek gerekmektedir. Her ne kadar Cicero, ticaretten olumsuz olarak söz ediyor ve tarımı övüyorsa da, Roma İmparatorluğu' nun refahını ticarete borçlu olduğu bilinmektedir.
İlk zamanlarda Roma toplumu, bir tarım toplumu idi. Roma toplumunun, tarım toplumu olmaktan ticaret alanı olmasıyla, "Şehir Devleti" olmaktan İmparatorluğa geçmesi arasında bir paralellik vardır. Zira bu paralel tarihte Roma' da ilk gümüş para tedavüle konulmuştur.
Ticarette "iyi niyet" için bknz.:
IMF - İYİ NİYET MEKTUBU

Hiç yorum yok: